Gebelikte yapılan ultrason fetus için risk oluşturur mu, zarar verebilir mi?

Modern ultrason cihazlarında hamilelikte ultrasonu yapan kişinin (ülkemizde ve çoğu ülkede Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ve Radyolog, ABD ve diğer bazı ülkelerde Ultrason Teknisyeni) net olarak görebileceği şekilde, ultrason ekranında (genelde ekranın sağ üst köşesinde) şu bilgiler yer alır:

  • thermal index (TI): ultrason dalgalarının genel ısıtıcı etkisi,
  • TIS (thermal index soft tissue): ultrason dalgalarının yumuşak doku ısıtıcı etkisi
  • TIB (thermal index bone): ultrason dalgalarının kemik dokusu doku ısıtıcı etkisi
  • mechanical index (MI): ultrason dalgalarının mekanik etkisi.

Bunların her biri için parametrelerin yanlarında yer alan rakamlar bu etkinin yoğunluğunu, yani şiddetini gösterirler. Genel olarak söylemek gerekirse uzun süren süren ultrasonlar da dahil bu parametrelerin hiç birinde zararlı olabilecek eşik etki aşılmamaktadır.

Özellikle renkli Doppler incelemesi esnasında bu parametrelerden özellikle TI (yani ısıtıcı etki) artmaktadır. Bu nedenle renkli Doppler incelemesini mümkün oldukça 1. trimesterden sonraki bir haftada yapıyor ve çok kısa süreli kullanıyoruz.

Ayrıca özellikle ilk haftalarda anne ve baba adayları bebeklerinin kalp atışlarını görmekle birlikte seslerini de duymak istemekteler. Bu isteği yerine getirirken de, ses duyurma işlemi MI parametresinde artışa neden olabileceğinden, bu özelliği çok kısa süreli kullanmaktayız.



Dünyada ultrasonografinin gebelik döneminde ilk kullanımının üzerinden 50 yıldan fazla süre geçmiş durumdadır ve bu konuda binlerce çalışma yapılmıştır.

Röntgen ışınlarında (X ışınları) iyonize edici özellikler bulunmasına karşın ultrasonografi, kelime anlamından da anlaşılabileceği gibi "ses ötesi", yani insan kulağının duyamayacağı seslerin dokuya gönderilip geri alınması prensibine göre çalışır.

Laboratuar ortamında "yüksek doz" ya da uzun süreli olarak uygulanan ultrasonografi canlı dokuda bölgesel kavitasyona (kavitasyon="erimeye bağlı çukurlaşma") ve dokuda ısı artışına neden olmaktadır. Ancak insana uygulanan "doz" ve sürelerde uygulanan ultrasonografi hayvan deneylerinde herhangi bir normaldışı duruma yol açmamıştır.

İnsanlar üzerindeki etkileri inceleyen çalışmalarda ise birkaçı dışında gebelikte uygulanan ultrasonografinin fetusa "zararlı" olduğu yönünde ya da doğmadan önce annelerine gebelik döneminde ultrason uygulanmış bireyler üzerinde olumsuz bir etki oluşabileceği yönünde herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. 

Böylece bugünkü bilgilerimizle gebelikte gerekli durumlarda uygulanan ultrasonografinin fetus ve doğacak birey için "zararlı" olabileceği yönünde yeterli bilimsel bir kanıt olmadığını söyleyebiliriz.

Bazı durumlarda ultrasonla beraber uygulanan pulsed ("renkli") doppler için de yoğun çalışmalar yapılmakta ve bu çalışmalar birinci trimesterden itibaren yapılan renkli Doppler uygulamalarının fetus için "zararlı" olabileceği görüşünü doğrulamamaktadır. 



Ultrasonografi uygulamaları bu konuda eğitim görmemiş kişilerce yapıldığında oluşabilecek muhtemel zararlar ultrasonun direkt etkisinden değil, yanlış yorumlar sonucu yanlış karar verilmesi ve uygun olmayan tıbbi yaklaşımda bulunulmasından kaynaklanır.

Ancak her tıbbi uygulamada geçerli kural ultrasonografi uygulamalarında da geçerlidir: tanıya ve tedaviye yönelik uygulamalar gerekli durumlarda yapılmalı ve kâr/zarar oranı, kâr lehine olduğunda uygulanmalıdır.

Ultrasonografi yapılmasından anne adayı ve bebeğin elde edeceği "kâr" (erken tanı), elde etmesi muhtemel (büyük ihtimalle de olmayan) zarardan kesinlikle çok daha fazladır.


Video: Anne karnındaki bebeğin cildi şeffaf mıdır?, bebek ultrason yapılırken ışıktan rahatsız olur mu?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Ultrasonografinin zararlı olduğunu gösteren çalışmalar

Tıp literatüründe her tıbbi görüşün karşıtında yer alan bir görüş hemen her zaman vardır. Bu, gebelikte ultrasonografinin fetus üzerindeki etkileri konusunda da geçerlidir ve gebelikte yapılan ultrasonografinin bebek üzerinde zararlı olabileceğini gösteren az sayıda çalışmanın sonuçları 5 ayrı kategoride toplanabilir:

Bu çalışmalara göre gebelikte ultrasonografi uygulaması uygulamaya maruz kalan bireylerde:

1-çocukluk çağı kanserlerinde artışa;

2-disleksi (okumayı öğrenmede gecikme) riskinde artışa;

3-solaklık oranında artışa;

4-ortalama konuşmaya başlama süresinde uzamaya;

5-ortalama doğum tartısında azalmaya neden olmaktadır.

(çoğu çalışmada gebelik döneminde kaç kez ultrason uygulandığı ve her bir ultrason seansının ne kadar sürdüğü dikkate alınmamıştır)


Video: ULTRASON, RENKLİ DOPPLER, DÖRT BOYUTLU ULTRASON NASIL ÇALIŞIR? SIK YAPILMASININ BEBEĞE ZARARI VAR MI?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Bu 5 ana başlık hakkında ayrıntılar:

1-çocukluk çağı kanserlerinde artış...

Bu konuda yeni çalışmalar devam etmekle beraber, son yapılan geniş çaplı bir çalışma böyle bir artışa işaret etmemektedir.

2-disleksi (okumayı öğrenmede gecikme) riskinde artış...

Bu konuda yapılan çok az sayıda bireyi kapsayan bir çalışma riskin hafifçe arttığına işaret ederken, daha büyük bir çalışma bunu doğrulamamıştır.

3-solaklık oranında artış...

Norveç'te yapılan bir çalışmada toplumda %15 oranında bulunan solaklık (dikkat: solaklık normalin bir varyantı olarak kabul edilir, yani bir hastalık değildir), gebelik döneminde ultrasonografiye tabi tutulan bireylerde %19 oranında bulunmuş ve bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı olarak değerlendirilmiş. Çok az sayıda bireyin incelendiği bu çalışmaya dayanarak kesin bir yorum yapmak doğru değildir ve bu konuda da çalışmalar yapılmaya devam etmektedir.

4-ortalama konuşmaya başlama süresinde uzama...

Bu görüşün ortaya atılmasına neden olan tek bir çalışmanın çok az sayıda kişiden oluşması, çalışmanın standardizasyonunun iyi yapılmamış olması ve "konuşma süresinin" net olarak belirtilmemiş olması nedeniyle bu çalışma çok güvenilir olarak değerlendirilmemektedir. Dahası çok daha fazla kişiyle ve daha iyi standardize edilerek yapılan yeni bir çalışma bu görüşü doğrulamamıştır.

5-ortalama doğum tartısında azalma...

Bu konuda yapılan toplam 11 büyük çalışmadan yanlızca üçünde bu sonuç bulunmuş ve burada da 25 gram ve 42 gram gibi ufak değerler tartı azalması olarak kabul edilmiş. Aynı çalışmalarda ortalama doğum tartısı az olan bebeklerin tümünün yaşamlarının birinci yılında normal kiloda oldukları belirlenmiş.



Sonuç: bu konuda yeni çalışmalar yapıldıkça, yeni teknolojiler geliştikçe, fetus ve bebek gelişimi konusunda bilgiler arttıkça zaman zaman ultrasonun zararlı olduğu yönünde çeşitli ve muhtemelen haksız uyarılar gelecektir.

Ancak gebelik döneminde tecrübeli kişilerce ve gereğince uygulandığında gebelikte ultrasonografi uygulaması giderek gelişen bir teknolojiyle perinatoloji alanına olan katkılarını artarak sürdürecektir.


Video: ULTRASONDA ANNE ADAYINI KORKUTAN GÖRÜNTÜLER VE OLUŞAN STRES! 4 BOYUTLU ULTRASON MUTLAKA GEREKLİ Mİ?


İLGİLİ KONULAR:


Gebelik Ultrasonunun Önemi